Görmeniz gereken yeraltı şehirleri

Bir zamanlar başkentlikte yapmış  olan Petra Yeraltı şehri Antik kent olarak da bilinmektedir. M.Ö400 ve M.Ö 106 yıllarında Nebati uygarlığına başkentlik yapmış bu şehir, Roma İmparatorluğu’nun işgaline kadar başkentliğini sürmüş. M.S 400 yıllarından sonra ise deprem ve ekonomik nedenlerden dolayı kent gün geçtikçe terkedilmiş ve unutulmuştur. Her ne kadar bu yeraltı şehrinin yapılış amacı araştırmacılar tarafından bilinmese de yakın zamanda bu sorun ortadan kalktı. Yapılan son araştırmalar neticesinde şehrin altında bir yeraltı şehrinin olduğu odacıkların içinde ise krallara ait mezarların bulunduğu açıklandı. Yeraltı şehrinde tiyator,amfi, yemekhane, Pazar yeri gibi salon ve mekanlar tamamen kireç taşına oyularak yapılmıştır

Soğuk savaş döneminde inşa edilmiş olan bir sığınaktır. Bir salonun içinde tünellere ayrılan bu sığınak, savunma amacıyla da inşa edildiği için yeraltı seddi olarak da adlandırılmaktadır. 1969-1979 yılları arasında inşa edilmiş olan yeraltı şehri Sovyetler Birliği  ve Çin arasının kötüye gitmesi sonucu bu tarihlerde inşa edilmiş. Resmi olarak 2000 tarihinde açılan bu kompleks, bazı bölümleri için halka açık olarak tur için izin verildi. Koyu bir şekilde rutubet ve nemle kaplı yapı Şubat 2008’den itibaren yenileme çalışmaları amacıyla kapalı tutulmaktadır. Yeraltı şehrinin tünelleri pekin’in merkezinde 85 metrekarelik bir alana yayılmıştır. Girişlerin bir çoğu o zamandan beri toprak hareketleri, depremler gibi nedenlerden dolay

Polonya’nın 1 saat uzağındaki tuz mağarası olan wieliczka tuz madeni bir zamanlar yeraltı şehri olarak da kullanılmıştır. Yüzüklerin efendisi’n deki mağaraları andıran bu doğal oluşumun en önemli özelliklerinde birisi dünyanın en eski ve büyük tuz madeni olmasıdır. UNESCO dünya Mirası listesinde yer alan Wieliczka tuz madeninde bazı Lehistan krallarının evlilik törenleri burada yapılmıştır. bilinen en eski geçmişine göre maden tarih öncesi çağlardan beri kullanılmıştır. 1996 yılında tuzların düşük fiyatı ve mağaradaki bir çöküntü sebebiyle turlara ve halka kapatılmıştır. Mağaranın derinliği yaklaşık olarak 327 m ve tünellerin  uzunluğu 300km civarıdır. Fakat ziyaretçile açık olan ve gezzebildiği 3.5 km ile sınırlıdır. İçeri g

Nevşehir’e 30km uzaklıkta bulunan Derinkuyu Yeraltı Şehri, Kapadokya bölgesinin jeolojik oluşumu sayesinde inşa edilmiştir. Büyük bir halkı barındıracak ve yaşam alanı sunacak büyük bir alana inşa edilmiş olan yeraltı şehri, birçok oda ve kanallardan oluşuyor. Derinkuyu’da farklı saonlar arasında, günah çıkarma odası, vaftiz salonu ve çok sayıda ibadet yerleri bulunuyor. Derinkuyu’nun bilinen geçmişine göre burada yaşayanlar ilk olarak Asur Kolonileridir. II. Roma İmparatorluğu işkencelerinden kaçmak isteyen topluluklar Kayseri üzerinden Kapadokya’ya gelmiş ve ardından bu yeraltı şehirlerini inşa etmişlerdir. Yeraltı şehirlerinden uzun süre çıkamayacaklarını bildikleri için bolca erzak, araç gereçler depolamışlardır.Birbirine bağlı

İstanbul’da Ayasofya’nın yanında bulunan bu görkemli yapının diğer adı Bazilika Sarnıcı’dır. Bizans imparatoru  I. Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Suyun içinde yükselen ve sonsuzmuş gibi bir görünüm sergileyen mermerleri nedeniyle halk tarafından Yerebatan sarnıcı olarak anılmaktadır. Uzunluğu 140m ve genişliği 70 m alanı ve diktörtgen biçimindeki mimarisi ile devasa yapılardan biridir.  Sarnıca 52 basamaklı taş merdivenden ulaşabiliyorsunuz. Her biri 9 metre tam 336 mermer sütun bulunan yerin altındaki yapıda bazı sütunlar daha eski zamanlardan kalmış ve oraya getirilmiş, bazılarının ise farklı farklı mermerlerden inşa edildiği anlaşılmıştır. Sarnıç yaklaşık olarak 100.000 litrelik su depolama kapasitesine sa

Pilsen’de bulunan bu muazzam yapı, şehrin en önemli yüzlerce yıldır bira saklanan odaları bulunmaktadır. 13. Ve 19. Yüzyıllar arasında kullanılmış olan Pilsen Tarihi yeraltı şehri, dünyaca ünlü Pilsner biralarının doğduğu yer olarak bilinmektedir. 13. Yüzyılın başlarında Pilsen Halkı evlerinin altında 2-3 katlı kilerler oluşturmaya başladılar. Bunların birçoğu tünellerle birbirine bağlıydı. Bunlar geçmişte yemek ve erzak depolanması için kullanılırken sonrasında bira deposu haline gelmiştir. Fakat tüneller büyüdükçe atık ve su depolaması olarak da kullanılmaya başlandı. Tünellerin inşaatı tamamlandıktan sonra kent Çekya'nın en gelişmiş kanalizasyon sistemlerinden biri olan 12 metrelik yeraltı geçiş yollarına sahipti. Günümüzde ziya

Rusya’nın Moskova kentinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski metrolarından biridir. Metronun inşası, dönemin komünist işçileri ve Komsomol adı verilen gençlik kolları tarafından sürdürülmüştür. Tarih kokan duvarları ve sanat içerikli dokusu ile turistlerin ziyaretçi akınına uğrayan metronun ilave inşası halen devam etmektedir.  Günümüzde büyüklük bakımından Paris, NewYork gibi büyükşehir metroları ile kıyaslansa da iç dekorasyon ve mimarisi ile Dünyanın en güzel ve hoş metrosu olarak kabul edilmektedir. Moskova metrosu şüphesi en çok yolcu taşıyan metrolardan birisidir. Her biri sanat eseri olarak bilinen 182 istasyonu ile birlikte metro büyük bir turizm kaynağıdır. Ayrıca istasyonların haritası diğer metrolardan farklı b

Kırşehir merkeze bağlı bir köyde keşfedilmiş olan Dulkadirli İnlimurat Yeraltı şehri, hristiyanığın yaygınlaştığı ve geç Bizans döneminde yapıldığı varsayılmaktadır. Şehir kaya zeminin iki katlı olarak oyulması sonucu inşa edilmiş bir yapıdır. Ayrıca buranın eskiden bir manastır olduğu da düşünülmektedir. Yuvarlak kemerli koridor ve koridora bağlı on adet kare şeklinde odalar bulunmaktadır. Manastı olarak düşünüldüğü zaman 10 tane sınıf olduğunuda söyleyebiliriz. Ayrıca şehrin içinde bulunan kare odalardan birisi diğer bölümlere açılabilir olarak inşa edilmiştir. Koridorlara baskın yapılması ihtimaline karşın koridor kapıları hareketli sistemler ile yapılmıştır. Böylece düşmanın birbirleri ile bağlantılarını keseceklerdi.  198

Kırşehir Mucur ilçesinde bulunmuş olan Kepez yeraltı şehri, MS. 400 ve M.S 500 yılları arasında yaşam alanı olarak inşa edilmiştir. Mucur ilçesine uzaklığı 14 km olan kepez Yeraltı şehri, kepez köyü içerisinde bulunmakta olan bir yapıdır. Düzgün oyulmuş odaları ve içinde bulunan farklı iki adet toprak yapısı ile ziyaretçilerin dikkatini bir hayli çekmektedir. 2002 yılı ortalarında Kırşehir Müze Müdürlüğü’nün yaptığı çalışmalar ile ziyaretçilere açılmış olan bu yapı, Hristiyanların yaygınlaşmaya başladığı dönemde kullanılmaya başlanmıştır. Hristiyanlar bu yeraltı şehrini Romalılar’ın zulmünden korunmak için yapmıştır. Şehir 7-8 metre derinliğe toprağın oyulması ile yapılmıştır. Tam bir haritası çıkarılamayan yapının belirli bölgeler

Kapadokya bölgesinde yer alan bir yeraltı şehirlerinden biridir. Etrafını çevreleyen dağların oluşturduğu vadi içinde yer alan Özkonak’ta keşfedilen yeraltı şehri, volkanik tüf granit tabakaların oyulması ile inşa edilmiştir. 1972’de keşfedilmiş olan yerleşim alanı, M.Ö 400 yıllarına kadar uzandığı düşünülüyor. Diğer yeraltı şehirlerden ayıran özelliklerden birisi odaların içinde diğer odalarla haberleşmeyi sağlayabilecek küçük delikler bulunuyor. Bu şehirde de Derinkuyu Yeraltı şehrindeki gibi hava bacası, su kuyusu, şıra hane ve sürgü taşları bölümleri bulunmakta. Yapının en alt katındaki odanın sonuna, sadece bir insanın güçlükle girebileceği bir kanaldan geçilerek ulaşılabiliyor. bu bölümün ise geçmişte cezaevi olarak kullanıl