Paul Cezanne

Paul Cézanne tıpkı Van Gogh gibi modern sanat anlayışına yaptığı katkılar nedeniyle modern sanatın babası olarak anılır. Aynı zamanda gezginlik de yapan Cézanne, empresyonizm ile kübizm akımları arasında bir köprü kurmuştur. Hukuk fakültesinde okurken resim dersleri almaya başlayan sanatçı, daha sonra çocukluk arkada, edebiyatçı Émile Zola’nın yanına gitmiştir. Yaşamı boyunca eserleri nadiren kabul görmüştür. 

Oldukça sakin bir hayat geçiren Cézanne, sadece belli başlı birkaç konuda eserler vermeyi tercih etmiştir. Buna rağmen, sanat tarihinde önemli bir yer edinmeyi başarabilmiştir. Tıpkı Vincent Van Gogh gibi art izlenimcilik akımına mensup eserler veren sanatçı, eserlerinde derinliği kaldırmıştır. Ressamın eserleri düş gücünden ve gözlemlerinin sağladığı öğelerle zengileştiriliyordu. 

Klasik perspektif anlayışını uygulamayan Cézanne bu sayede sonrasında kübizm akımını bir hayli etkilemeyi başaracaktı. Vincent Van Gogh ile benzer yanları olsa da kendi sanat anlayışını yaratmayı başaran Fransız ressamn Paul Cézanne, ardından pek çok önemli eser bıraktı. Asılmış Adamın Evi, Pere Lacroix'nin Evi, Modern Olympia, Harlequin bu eserler arasında sayılabilir.